DrOpMaN yazdı:webbie yazdı:Memleketin yetiştirdiği iktisatçılardan Prof. Dr. Korkut Boratav'ın içinde bulunduğumuz durumla ilgili çok güzel bir açıklaması vardır.
Boratav, 2016 yılında yaptığı açıklamada
"'Kriz gelir Erdoğan gider' beklentisi yanlıştır. Krizler iktidarları otomatik olarak değiştirmez; hatta halk sınıflarının örgütsüz, zayıf olduğu, işsizliğin, sefaletin yaygınlaştığı ortamlarda baskıcı rejimleri güçlendirebilir." şeklinde bir cümle kurmuş ve bugün içine düştüğümüz durumda ne kadar haklı olduğunu göstermiştir.
Yazının tamamını okumak isteyenler için, bağlantı aşağıdadır...
https://odatv.com/kriz-gelir-erdogan-gider-beklentisi-yanlis-2811161200.html
Bu yazıyı okumuştum zamanında. Her cümlesi gerçekleşiyor... Korkut Boratav, Atilla Yeşilada iktisat tarafında sürekli takip ettiğim ekonomistler. Resesyona doğru gidiyoruz beyler, bu defa krize teğet geçmeyeceğiz (o zamanlarda da geçmemiştik ya; öyle dendi öyle olsun) direkt içine dalıyoruz...
Diğer bir forumda, birkaç gün önce Yeşilada'nın bir yazısını paylaştılar. Yazıda, bir iktisatçıya yakışmayacak türden hurafelere dayalı bir şekilde "Korkmayın, ekonomik kriz yok" algısı yaratmış olduğu için garipsedim ve tepki verdim. Ben de iktisat mezunuyum ve bize öğretilen temel bazı kuralları yok sayarak, sanki Yeşilada'nın değil de Yiğit Bulut'un elinden çıkmış gibi bir yazıyla karşılaşınca, "Yeşilada saçmalamış" diyerek ve nedenlerini sayarak yorum yaptım.
Atilla Yeşilada'nın saçmaladığı kısım "Bankalar kolay batmaz. Batık kredilerin %8 veya %10 olması banka batacak anlamına gelmez. Bankaların batık kredisi %20’yi geçecek ki sermaye yetersizliği hasıl olsun. Ayrıca banka batsa dahi, tüm mevduat güvence altındadır. Resmen TL100 bine kadar güvence altındadır, ama fiilen tamamı güvence altındadır. Bu devlet 2001 krizinde batan bankaların yalnız mevduat değil, yabancı bankalara borçlarını da tıkır tıkır ödedi. Bu AuuKPoğ yalnız Uzanları’nın çaldığı 10 milyar doları değil, Konut Edindirme Fonu’nda biriken parayı da halka geri ödemiştir." şeklindedir.
Kendisi bu kısımda hem "Tüm mevduatlar güvence altındadır" diyor ve hem de ardından "Sadece 100 bin liraya kadar olan kısmı güvence altındadır" diyor. Bu durumda, tüm mevduatlar değil, 100 bin liraya kadar olan mevduatlar güvence altında demektir. Ayrıca, devletin güvencesi olunca ve devlet bu paraları yerine koymak istediğinde, ağaçta yetiştirip koyamayacağına, sistemde bir patlak olduğuna göre, çözüm olarak sunulan şeyin aslında çözümsüzlüğün bir parçası olduğunu görmezden geliyor.