51 hayır olsaydı daha çok işime gelirdi evet ama aynısını derdim yine
, ülkenin yarısı, az bir farkla diğer yarısının dediğine katılmadığı halde uymak zorunda kalıyor olacaktı.
Demokraside en azından ideal olarak, her kesimin oylamalardaki oranları dahilinde ama az ama çok yönetimde temsil ediliyor olmaları gerekir. Diğer türlü, az bir farkla da olsa ortaya çıkan salt çoğunluk, seçmen kitlesinin geri kalanının seçimini tamamen geçersiz kılıyorsa, bu "çoğunluğun tiranlığı" olarak adlandırılan duruma gider sonuç.
Referandumlarda ise parlemento seçimlerinden farklı olarak temsilci seçilmediğinden, özellikle de bunun gibi büyük, önemli ve pek çok şeyi bir arada oylatan referandumlarda, salt çoğunuluktan ziyade en azından belirli bir oranda fark aranması gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer önemli kusur ise, bir referandumda mümkün olduğu kadar az, mümkünse tek bir konunun oylanmasının gereği. Bizler her referandumda bir sürü anayasa maddesinin birden değişimini oyluyoruz ve "birini istiyorsan, diğerine de evet diyeceksin, ya da hep birden hayır diyeceksin" gibi bir durum ortaya çıkmış oluyor, buna da demokrasi diyebilmek için kavramı epey esnetmek gerek
.
Demokrasi "x diyenler, y diyenlerden bir fazla, x kazanmıştır" kadar basit bir tanım değil
.
Her neyse, fotorğaf forumunda yeterince politika konuştuğumu düşünüyorum
.
flickr :
https://www.flickr.com/photos/wh83/Ekipman :
OM-D EM5, PEN E-P3, Olympus 14-42 II R, Panasonic 14mm 2.5, Olympus 75-300 II, Walimex 7.5mm /3.5 fisheye, Carl Zeiss Jena Flektogon 35mm 2.4, Carl Zeiss Jena Sonnar 135mm 3.5, Pentax-M 50mm 1.4, Meyer Optik Oreston 50mm 1.8, Pentacon 100mm 2.8