DrOpMaN yazdı:Kurallara fazla bağlı olmamak lazım; fotoğraf seni çağırıyor zaten; o anı sabitledin mi duygusu hep kalıyor kalpte... Çektiğim karenin sıcaklığını yıllar sonra bile hissediyorum. Bence fotoğraf hissettirdiği gibi çekilmeli.
Aslında her şey bir nevi kompozisyon kurallarına sahip, sadece bunun farkında olup olmamak mesele: Örneğin yürüyen bir insanın (yüzü dahil) yarısının kadrajdan çıkmış olması 1/3 kuralında bir hata olarak görülebilir fakat bu farklı bir yere, duyguya ya da boyuta geçmek üzere olduğunu anlatan bilinçli bir kompozisyon örneği olabilir (içeriğine göre tabii ki). Bilinçli olarak kompozisyon oluşturmak, çeken kişinin ne anlatmak istediğini daha iyi anlatmaya yarar sağlar. Örnek veriyorum 2. balıkçı fotoğrafında Balıkçı sola bakıyor (kendi soluna) ve fotoğraftan anlaşılacağı üzere köprünün diğer tarafına bakıyor. Bakışından meraklı, endişeli, kızgın, düşünceli vb. gibi anlamlar çıkarılabilir fakat balıkçının baktığı yeri bilinçsiz olarak merak ediyor kimileri. Hem bu nedenle, hemde o bakışındaki derin duyguyu daha iyi hissetirmek adına balıkçıyı fotoğrafın sol tarafına yerleştirmek (baktığı yeri daha çok göstermek), duyguyu daha da güçlendirecek ve merak duygusunu (kadraja giren yeni içeriklere bağlı olarak tabii) daha da çok arttıracağı düşüncesindeyim. Aynı zamanda soldaki boşluk rahatsız etmeyecek, fotoğraf içeriğinde gerekli ve uyumlu nesneler ve anlatım biçimleri olacaktır. Tabi biz izleyiciler olarak çekim sırasında fotoğrafçının bu şekilde çekme düşüncesini ve nedenlerini bilemeyiz (mesela kompozisyonu anlatmak istediği gibi yapmak istemiştir ama olumsuz bir obje kadraja giriyor diye yapamamıştır gibi, ya da o sıradaki ortam nedeniyle farklı bir kompozisyon yaratmak istemiş ve kimilerimize farklı bir şekilde yansımış olabileceği gibi). Kompozisyon açısından kendi fikirlerimi söylemek istedim sadece, kimilerine göre daha iyi kimilerine göre ise daha kötü gelebilir düşüncelerim.
Her şeyi bir kenara bırakacak olursak, kurallara bağlı olmaya gerek yok. Kurallar insanın kendi içinde yaşıyor. Sadece anlatılmak istenen veya hissettirilmek istenenin ne kadarının olabileceği kaygısı, fotoğraflarımızı daha ileriye götürecek ve fotoğraflarımıza verdiğimiz ruhun daha güçlü ve özel olabileceği düşüncesindeyim.