Kişisel katkı, etki, tercih, stil, tarz, yol, davranış vb. herşey sanat oluyor bu durumda.
Moda da sanat mıdır mesela ? Moda bir sanattır ise giyim kombinasyonum bile benim tarzım ise ben sanat yapıyorumdur mu ?
Konuşmak bir sanattır ise "La hırbo sen neylisin ha bele ?" derken sanat mı yaparız örneğin
Hadi bu kadar taklitçisini örnek vermiş olmayayım da bu oluşturduğum metnin tümü bir sanat mı ? Edebi bir eser mi ?
"Yaşama sanatı" diye bir şeyi kabul ediyor isek bir kişinin 2 veya daha çok yüzlü madalyon gibi bir yaşamı benimsemesi ve bu sayede varlık içerisinde maddi yaşam sürecini gayet maddi şeyler içerisinde geçirmesi "sanat" mıdır yine ?
Benim herhangi bir şeyi öyle yapıyor olmam senin onu farklı bir yoldan yapıyor olman da "sanat" mı oluyor ?
Aslında "Evet, oluyor" diyebilirim. Fakat, sanatın olayı sadece en basit-dip seviyeden kendi duygu ve düşüncelerini kişiye has bir yorumla dışa vurmak değil bence. "Çikita muz" sanatsal bir çalışma mıdır mesela ? Eğer sanat işte bu dip seviyeden kişiye has yorum biçimi ise "Evet, sanattır". O ise sanatın zannediyorum ki toplumsal çerçevede duygu ve düşüncelerin berraklaşması, arınması çabasıyla daha güzele ulaşması gibi bir yolculuğu ve hedefi vardır.
Örneğin Michael Jakson da sanatçıdır amma Türkiye'de belki bazı sanatçılar kadar bilinmez ve/veya sevilmez !? Öyle ya annelerimiz/babalarımız falan umurunda mı Michael Jackson ver anırarak-böğürerek ve yayarak birşeyler söylediğini zanneden "Bee lent Ears Oi" dinlesin sabahlara kadar sanat diye sanatçıyı
Peki çocukken çizdiğim çubuk adamlar da sanat mıydı, yıllar sonra çizdiğim Mona Lisa mıdır sanat, Dali'nin "Persistence of Memory" - "Eriyen Saatler" i midir ve bunu gibi...
Ben her insanda biraz veya çok derecelerde "buradayım", "bak ben", "hey görün beni", "ben önemli biriyim", "ben gitsem sen bitersin"
Hehe bunu dediler bize
gibi bir önemsenme ihtiyacı olduğunu zannediyorum. Bu ihtiyaç sebebiyle de zaten aslında sosyal olmayan türümüzün zorunlu sosyalleştiğini söyleyebiirim
Çünki insanlığın sosyallikle ilerlemesinden çok gerilediğine inanıyorum !.. Bunu önce okul tecrübelerime, sonra da 40 küsür yaşlık gözlemlerime dayanarak söylüyorum. Örnekleri okuldan öte futbol takımı taraftarlığı ve benzeri parti tutma, siyasi görüşlere saplantılı biçimde bağlanma verebilirim.
İşte bu önemsenme ihtiyacı nedeni ile de her hareketimiz, yaptığımıza "DEĞERLİ" görüntüsü ve hatta belki de "süsü" vermek istediğimizi de söyleyebilirim
Aklıma geldi şu anda... Hatta belki de insanın sosyalliğinin bir gerekçesi de bilinç altından-gizlice-kendisine ve hiçkimseye itiraf etmediği bir yalnızlık korkusu olabilir !
...ve bu öyle bir yalnızlık ki kendisini kapmayı bekleyen kurt(lar) karşısında son derece çaresiz olan kuzu sürüye katılır ise kapılmasının ihtimalleşmesini sağlayacaktır. Eğer sürüye katılmaz ise tek ve sadece kapılacak olan kendisidir çünki. Fakat işte sosyalleşme, işte sürüye katılmadaki korkusu bu kurt. Hatta ben bu kurtun mesela insanın üremesinde de etken olduğunu önceki nesillerden duydum. "Yaşlılığını düşün, kim bakacak sana. El bakar mı, kim bilir nasıl bakar ?!" : "Hmm, 3.5'tan üremem gerek o zaman" sonucuna vardırılıyoruz
"Önem"i bu kadar önemsemekle de bence insanlık kendi hastalığının yayılmasını hızlandırarak da bir bakıma kendi sonuna koşuyor. İyi birşeyler yaptığını zannedenlerin önderliğinde kaç bin yıllık süreçte halen sürekli kişisel yaşam sanatını kitlesel kılmak için baskı uygulayanlar sebebi ile insanlık geriye adımlar atabiliyor değil mi ?..