m43 Türkiye

Kişinin kendisine iait fotosunu kendisinin paylaşmasında bence sorun yok ki. O vücut, yaşam süresi içinde onun. Toplumsal kurallara aykırı olmadıktan sonra tek haklı kişi kendisi o beden üzerinde. Zaten sanırım ki hukuk da böyle işler. Ben bir yerde bir fotoma raslasam, sokak fotrafçısı çekmiş mesela ve onu gördüm, yayınlanmasını istemediğim için mahkemeye gitsem sanırım yayından kaldırılması ve hatta kişideki kopyasının da silinmesi gibi bir karar çıkar.

Stok siteleri bir yer. Ben ille de onlarda olacak demiyorum. Bir de kişiler haberli yada habersiz kendi çevrelerini zaten fotoluyor. Aile, eş-dost-arkadaş falan. Yani onlar da var. Bunların harici gidip de işte @salih arkadaşımızın verdiği "Sevgilisi ile son derece yumuşamış şekilde konuşan adam" fotosunu mesela o adamın umuma açık bir tavrı değil işte. Konuştuğu kişiye özel bir durumu. Belki de ben anlamıyorumdur , olabilir Ne de olsa fotoğrafın varlığı, sanatsal ve etik yönleri, belgesel ve toplumsal önemi falan konularında hiç bir şey okumadım desem yeridir. Düşündüğüm şeyler doğrudur falan diye iddia edemiycem bu nedenle. Benimkisi sadece yaşadıklarımdan edindiğim tecrübelerimle konuşmak oldu.

@ciddibiri hocam galiba sen haklısın, hoş bir durum değil bana yapılsa sorun olmaz da herşeye sorun çıkartacak kişiler var.

Bu konu çok tehlikeli hukuki sonuçlar doğuran bir konudur arkadaşlar. "Fotoğraf ve hukuk" başlığında okuduğumda ve seyrettiğim videolarda gördüm. Umuma açık paylaşımlar sokak fotolarında sakat (insan varsa fotoda). Eğer insanın kim olduğu belli olmuyorsa sıkıntı yok. Gittikçe artan oranda ülkemizde de insanlar, fotolarının kendi çekimleri dışındaki paylaşımlarına karşı mahkemeye gitmeye başladılar. Henüz çoook yüksek değil rakamlar ancak yıllar sonra bile geçmişe dönük bir foto için sıkıntı olabilir. Bu konuda kanunlar net ve sıkıntılı. Benim gördüğüm budur.

Haklısınız; sadece insan fotografı çekmekle kalmıyor iş; bir cadde fotografında görünen bir tabela bile başa hukuki sorun açabilir Bu kadar ciddi yani...

Denver’dan bir arkadaş; sokak fotoğrafçılığı hakkında anlatmış...

Japon’lar bile “Nikon” derken “Naykın” ne ya... illet oluyorum!

Göğüs hizasından çekim yapmak her zaman daha avantajlı diye düşünüyorum. Örnekte orada elimde makine ile en az beş dakika takıldığım halde sadece restoranda oturan çocuğun dikkatini çekmeyi başarmışım; o da tezgahtara mı bana mı bakıyor belli değil pek.

İşte bu noktada aşağı yukarı hareket edebilen vizör veya ekran çok avantajlı.

Balıkçı

P1000655.jpg by Korhan Kumral, on Flickr

DrOpMaN yazdı:Göğüs hizasından çekim yapmak her zaman daha avantajlı diye düşünüyorum. Örnekte orada elimde makine ile en az beş dakika takıldığım halde sadece restoranda oturan çocuğun dikkatini çekmeyi başarmışım; o da tezgahtara mı bana mı bakıyor belli değil pek.

İşte bu noktada aşağı yukarı hareket edebilen vizör veya ekran çok avantajlı.

Balıkçı

P1000655.jpg by Korhan Kumral, on Flickr

"Dikkat çekmemek "önemli nokta Bu sebeple ben hep uzak çalışıyorum
geniş açılarda, kalabalık içinde istediğim yalınlığı yakalayamıyorum o yüzden az laf edip çok foto çekmek lazım kendi açımdan.

Fotoğrafınız net,sade başarılı (kendi deyimim ile pırıl pırıl) bir foto olmuş. Tebrikler

Teşekkür ederim.

Sokak fotoğrafçılığı her yiğidin yoğurt yiyişinin farklı olduğu bir alan. Kimisi an odaklı, kimisi insan odaklı, kimisi ışık odaklı, kimisi geometri odaklı çalışır. Öncelikle kendi tarzınızı, nasıl çalışacağınızı belirlemelisiniz. Ben daha çok an odaklı çalışmayı seviyorum.

Çalışma tarzınızı belirledikten sonra, çekim stratejinizi belirlemelisiniz. Kimisi bir alan veya kadraj belirler ve orada bir şeylerin olmasını bekler (Rahmetli Ara Güler bu şekilde çalışırdı.) İkinci strateji, (benim de çalışma stratejimdir), sokaklarda dolaşır ve insanları, anları ve alanları takip eder. Üçüncü strateji ise insanlarla bağ kurma stratejisidir. Kahvelere girer, esnafla takılır, sokaklarda insanlarla tanışır.

Çekim stratejinizi de belirledikten sonra, ekipman seçiminizi yapmalısınız. Birinci strateji her türlü kamera ile yapılabilir. Zoom objektifler esneklik sağlar. İkinci strateji için küçük kameralar ve sabit odaklı lensler tercih etmek büyük avantaj sağlar. Üçüncü strateji için keyfiniz nasıl isterse.

Gelelim teknik belirlemeye; birinci strateji için otomatik netleme (AF-S), Orta nokta ağırlıklı veya tümsel ışık ölçümü, Diyafram veya Enstantane öncelikli mod. İkinci strateji için Otomatik Netleme (AF-C) veya Manuel netleme, Orta ağırlıklı veya tümsel ölçüm, manuel (manuel/otomatik iso), Üçüncü için yine ilki geçerli.

Ben an peşinde koşarken, farkedilmezliği nedeniyle genellikle küçük kamera ve sabit odaklı lens (FF karşılığı 24mm, 28mm veya 35mm), Manuel netleme, tümsel veya orta nokta ağırlıklı ışık ölçümü, manuel diyafram ve enstantane ve otomatik iso (6400 sınır) kullanıyorum. RAW+Jpeg çekiyorum, Jpeg ayarım ise siyah beyaz (Contrast +2). Bu sayede siyah beyaz görerek çekim yapıyorum ve elimde hem baz alabileceğim siyah beyaz jpeg, hem de işleyebileceğim renkli RAW'ım oluyor. Sokakra çoğunlukla LCD ekranı kullanarak çekim yapıyorum. (Vizöre bakarak çekim de insanları tedirgin ediyor)

Bu arada uzaktan, büyük odak uzaklıkları kullanarak sokak fotoğrafı çekmek çoğunlukla sizi güvende tutacaktır. Ama şunu göz ardı etmeyin, fotoğraflarınıza bakan kişi de, sizin gibi uzaktan görecektir. Sokağın dokusunu hissedemeyecek, kokusunu duyamayacaktır. Bunu sağlayabilmeniz için FF karşılığı 35mm ve altı lensler kullanmalısınız. (Portre için ise 50mm veya 85mm) Bunlar artık standart haline gelmiş sokak fotoğrafçılığı odak uzaklıklarıdır. Ancak kısa odak uzaklıklarının korkutucu yanı, insanların burunlarının dibinde çekim yapmaktır. Bu da çoğu insan için kolay değildir.

İşin püf noktası rahat olmakta. Tedirgin olduğunuz an, arı kovanındaki arılar gibi insanlar sizin tedirginliğinizi hissederler. Mutlaka güler yüzlü olun, biri size sataşsa dahi, siz güler yüzle cevap verin. Gülümsemek bir çok zorluğu aşmanızı sağlar. Mutlaka saygılı olun, fotoğraflayacağınız insanla işinizi çabucak bitirin ve o alandan uzaklaşın (kaçmayın tabiki). Fotoğrafı çeker çekmez, lcd ekrana bakmayın. Bu fotoğraflanan insanda merak uyandırır ve tedirgin eder. Fakir fukaraya iki kat saygı gösterin, onların sefaleti bizim eğlence aracımız değil. Hayatlarındaki zorluğa bir de burunlarına kamera sokulmasını eklemeyin.

Eğer insanlarla muhattap olacaksanız; "Merhaba, ben ........., amatör fotoğrafçıyım, ...... nedeniyle gözüme çok güzel gözüktünüz ve bir fotoğrafınızı çekmek istedim. Umarım rahatsızlık vermemişimdir." gibi konuşun. Dilerse fotoğrafı kendisine de gönderebileceğinizi söyleyin. (Kalem+kağıdınız bulunsun) Silmeniz istenirse, silin. Hiç bir kare kavga etmeye değmez.

Eğer insanlarla bağ kuracaksanız, bunu sahte bir şekilde yapmayın. Hal hatır sorun, onunla ilgili bilgi edinin. Fotoğrafı çeker çekmez, kişinin lafını bitirmesini beklemeden arkanızı dönüp gitmeyin.

Bunlar benim tecrübelerim. Umarım faydası olur.

Teşekkürler Üstad, yazınızın her paragrafı bir konu başlığı olacak nitelikte. Tecrübe en iyi bilgi kaynağıdır, teknik olarak her şey öğrenilebilir; işin sosyolojik ve psikolojik boyutu en önemli faktör.

Değerli bilgi ve paylaştığınız tecrübeler için teşekkür ederiz. Rehber niteliğinde olmuş.

An, insan odaklı çekimlerimi ışık ve geometri olarak güncellemeyi çok istiyorum ancak gerçekten ustalık ve gören gözler istiyor.

DrOpMaN yazdı:Teşekkürler Üstad, yazınızın her paragrafı bir konu başlığı olacak nitelikte. Tecrübe en iyi bilgi kaynağıdır, teknik olarak her şey öğrenilebilir; işin sosyolojik ve psikolojik boyutu en önemli faktör.

Rica ederim. İnsan faktörünün olduğu yerde işin sosyolojik, psikolojik kısmı teknikten daha önemli. Çok fotoğrafçı gördüm; "Merhaba teyzem! Canım teyzem, nasılsın? Hayat nasıl buralarda?" diye sorarken fotoğraf çekip, teyzenin cevabını bile dinlemeden çekip giden. Yine sokakta fotoğraf çekerken, gülüp geçeceği yerde, vatandaşla gereksiz bir atışmaya girip kavga çıkartan.

Şu da bir gerçek ki, ülkemizde her şeyde olduğu gibi fotoğrafta da bir arabesk akım hakim. İnsanların acılarını kullanmanın etikliği tartışılmalı. 5-10 bin TL harcayıp ekipmanı alıp, kendini fakir fukara semtlerine vuran, iki yarışma kazanmak, facebook gruplarında like kasmak için o insanların sefaletini kullanan fotoğrafçılara iyi gözle bakmıyorum. Belgesel fotoğraf izleyiciye anlamlı bir şeyler anlatıyorsa değer taşır...

biunlu yazdı:Değerli bilgi ve paylaştığınız tecrübeler için teşekkür ederiz. Rehber niteliğinde olmuş.

An, insan odaklı çekimlerimi ışık ve geometri olarak güncellemeyi çok istiyorum ancak gerçekten ustalık ve gören gözler istiyor.

İnsan odaklı çekim, özneye odaklı çekimdir. Etrafı fazla gözlemlemezsiniz. Işık ve geometri için, insandan önce onları yani arka planı ayarlamalı, sonra ön plana gelecek insanı beklemelisiniz. Sabır isteyen bir iştir.


*Bu arada izlediğim bir videoda, sokak fotoğrafçılarından biri (adını hatırlayamıyorum ne yazık ki) bir şey söylemişti. Bence o da kritik, unutmadan ekleyeyim; "Her sokak fotoğrafçısının çektiği 100 fotoğraftan 99'u çöptür. İyi bir sokak fotoğrafçısı ise bu gerçeğin farkında olandır."

Özellikle sokak fotoğrafında (her alan için geçerli gerçi ama), bir anda bir çekimden çok fazla fotoğraf paylaşmayın. Mutlaka nadasa yatırın. Herhangi bir fotoğrafı sağlıklı değerlendirebilmeniz için, çekim anının büyüsünden kurtulmanız gerekir.

erhanmeco yazdı:Sokak fotoğrafçılığı her yiğidin yoğurt yiyişinin farklı olduğu bir alan. ......
..............
Bunlar benim tecrübelerim. Umarım faydası olur.

Teşekkürler,
Yol gösterici deneyimleriniz ve öğretici açıklamalarınız için.
Ben kendi adıma an fotoğrafçılığını, kalabalıklar içinde herkesin baktığı ama sadece o kişinin görebildiğini yakalamayı daha takdir ediyorum.
Vurguladıklarınız, örnekleriniz çok güzel -Yalan diyalogları- "amcam nasılsın" vs. muhabbetlerini hiç sevmiyorum ve yalan muhabbet edeceğime hiç etmiyorum, çocuklarla sohbet ederim ama hem daha samimi hem karşılıklı etkileşim daha iyi oluyor.
işin özü sokakta daha çok zaman geçirmek ve daha kaliteli işler ortaya koymak lazım kendi adıma.

çok güzel bilgi ve trecrübe paylaşımı, teşekkürler Erhan Bey

Siyah Beyaz her zaman daha güzel görünüyor. B&W - Punch (Kırmızı ve yeşil filtreyle detaylar aydınlatıldı)

Balıkçı II

P1000654.jpg by Korhan Kumral, on Flickr