Eleştirel düşünce metodolojisi
Gönderilme zamanı: Çrş Ara 28, 2016 6:28 pm
Eleştirel düşünce metodolojisi.
Eleştirel düşünce, rasyonel bir argüman ortaya koyup onu anlamak ve daha önemlisi hatalı ya da safsata dolu bir argümanı tanımaktan ibarettir. Bunu yaparken kendimize sormamız gereken soru, mantık silsilesini takiben vardığımız sonucu ne kadar beğendiğimiz değil, vardığımız sonucun önermeyle uyumlu olup olmadığı ve bu önermenin doğru olup olmadığıdır.”
https://yalansavar.org/2016/12/28/carl- ... ontemleri/
Dahasını buradan okuyabilirsiniz. Lütfen okuyunuz okumadıysanız...
Biraz alıntı yapayım (...ki buradaki durumları abartısız "çok sık" yaşadım !)
günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız 20 adet argüman ve mantık safsatasını özetliyor:
Adam karalama (ad hominem): Yapılan argümandaki hatalara değil, argümanı yapan kişiye saldırmak: Dr. Falanca vergi kaçırma suçundan hapis yatmıştı, o nedenle verdiği diyet önerisini ciddiye almamak gerekir.
Otorite safsatası (argument from authority): Kişinin söylediklerinin geçerliliğine değil ünvanına bakıp söylediğini geçerli saymak : İsviçreli bilim insanları kireç çözücü kullanmanızı öneriyor.
İstenmeyen etki argümanı: Yapılan argümanı kanıtlarla desteklendiği için değil, istenmeyen sonuçları engellemek için doğru kabul etmek: Karısını öldürdüğü iddia edilen sanığı suçlu bulmamız gerekir, aksi takdirde diğer erkekler de karılarını öldürmek için cesaret alırlar.
Cehalete başvurma (appeal to ignorance): Ortaya sürülen argümanı, kanıtlarla desteklendiği için değil, aksini gösteren kanıt yokluğu nedeniyle doğru saymak: Elimizde dünyayı UFO’ların ziyaret ettiğine ilişkin hiç bir kanıt yok, demek ki evrende yalnızız.
Özel durum argümanı (special pleading): Argümanı destekleyen delil yokluğunda, argümanı destekleyecek veri bulmaktansa veri yokluğuna bahane bulmak: Aslında telepatik güçlerim var, ama odada TV olduğundan kanıtlayamıyorum.
Bizim millet çoook kolayca bu yollara başvurur. Bir konu hakkında test verileri paylaşırsınız mesela. Veriyi ben üretmemişimdir, testi yapan da, o değerlere ulaşan da ben değilimdir yani fakat konuyu sizin şahsi malınızmış konumuna çevirmeye çalışırlar. Mesela "Sen de şusun-busun" gibisinden.
Eleştirel düşünce, rasyonel bir argüman ortaya koyup onu anlamak ve daha önemlisi hatalı ya da safsata dolu bir argümanı tanımaktan ibarettir. Bunu yaparken kendimize sormamız gereken soru, mantık silsilesini takiben vardığımız sonucu ne kadar beğendiğimiz değil, vardığımız sonucun önermeyle uyumlu olup olmadığı ve bu önermenin doğru olup olmadığıdır.”
https://yalansavar.org/2016/12/28/carl- ... ontemleri/
Dahasını buradan okuyabilirsiniz. Lütfen okuyunuz okumadıysanız...
Biraz alıntı yapayım (...ki buradaki durumları abartısız "çok sık" yaşadım !)
günlük hayatta sıklıkla karşılaştığımız 20 adet argüman ve mantık safsatasını özetliyor:
Adam karalama (ad hominem): Yapılan argümandaki hatalara değil, argümanı yapan kişiye saldırmak: Dr. Falanca vergi kaçırma suçundan hapis yatmıştı, o nedenle verdiği diyet önerisini ciddiye almamak gerekir.
Otorite safsatası (argument from authority): Kişinin söylediklerinin geçerliliğine değil ünvanına bakıp söylediğini geçerli saymak : İsviçreli bilim insanları kireç çözücü kullanmanızı öneriyor.
İstenmeyen etki argümanı: Yapılan argümanı kanıtlarla desteklendiği için değil, istenmeyen sonuçları engellemek için doğru kabul etmek: Karısını öldürdüğü iddia edilen sanığı suçlu bulmamız gerekir, aksi takdirde diğer erkekler de karılarını öldürmek için cesaret alırlar.
Cehalete başvurma (appeal to ignorance): Ortaya sürülen argümanı, kanıtlarla desteklendiği için değil, aksini gösteren kanıt yokluğu nedeniyle doğru saymak: Elimizde dünyayı UFO’ların ziyaret ettiğine ilişkin hiç bir kanıt yok, demek ki evrende yalnızız.
Özel durum argümanı (special pleading): Argümanı destekleyen delil yokluğunda, argümanı destekleyecek veri bulmaktansa veri yokluğuna bahane bulmak: Aslında telepatik güçlerim var, ama odada TV olduğundan kanıtlayamıyorum.
Bizim millet çoook kolayca bu yollara başvurur. Bir konu hakkında test verileri paylaşırsınız mesela. Veriyi ben üretmemişimdir, testi yapan da, o değerlere ulaşan da ben değilimdir yani fakat konuyu sizin şahsi malınızmış konumuna çevirmeye çalışırlar. Mesela "Sen de şusun-busun" gibisinden.