m43 Türkiye

Merhabalar,

Ben Seçkin. Aslen elektronik mühendisiyim ve ofis insanı olunca sanırım insan tutunacak başka şeyler arayışında oluyor. Fotoğrafçılık hobilerim arasındaki en eskisi diyebilirim. Sonrasında Araba Bakımı, Fenerler, Elektronik DIY, Dolmakalemler, Bıçaklar, Tıraş Aletleri, vs vs. birçok hobim gelişti. Burada da genellikle diğer forumlarda da kullandığım Kokopelli nickini devam ettiriyorum.

Fotoğraf hobisine başlamam çok da çocukluktan gelen birşey olmadıysa da bir oldu pir oldu Fotoğraf çekmeyi bana hatırlatan bir arkadaşıma özenip ilk filmli makinemi 16-17 yıl önce aldım. Fotoğraf hobisi gözlerimi açtığı anda hergün önünden geçip gittiğim her şeyde detayları görür, kompozisyon avlanır oldum. Her zaman yanımda makina oldu. Fotoğrafa başlamam çok sürmemişti ama güzel bir kolleksiyon da hızla ilerliyordu.

Dijital makinalardan ziyade uzun zaman filmli çektim, direndim. İsyankar duruşuyla aslen Minolta ve sonrasında ana kollardan (mainstream) Nikoncu sayılırım, arada Pentax, Olympus, Canon yanında bolca Fed, Zorki, Zenit gibi Rus makinaları ve lenslerini kullandım. İlk DSLR'ımı (Nikon D70) alalı 13-14 yıl oluyor. Minolta lenslerim olduğu için ikinci DSLR'ım bir Sony A100 oldu. Eşimin işinde geniş açı ihtiyacı da hazır varken full frame için bahanem hazırdı ve çıktığı anda bir Nikon D610 ve DX/FX fark etmeden çalışan bir Tokina 11-16 f2.8 lens alarak DSLR tarafını bir yere ulaştırdım.

İlk kurulduğu zamanlarda Fotokr***k'in sıkı takipçilerindendim. Her çekilen fotoğraf eleştirilmeye başlanınca Flickr vs yerlere geçmiş, sonrasında da çoluk çocuk işleri olunca evde, bahçede çocuğunu çeken babalardan oldum. Bu noktadan sonra, başka hobiler de çıkmaya başladıkça fotoğraf gruplarından yavaş yavaş uzaklaştım ve paylaşım mecraları gittikçe Facebook ve Instagram'a dönüştü.

Kaçınılmazdan kaçmak için daha taşınabilir bir makine ile devam etmek istedim ve bir Olympus PL3 ile aynasızlara katıldım. 12 MP ve kit lensi ile oldukça şirin, renkleri doygun gelen bu alet kısa zamanda kendini sevdirdi ve 20mm 1.7 Panasonic ve 45mm 1.8 Olympus lenslere kavuştu. Daha yüksek MPixel sevdasına kapıldığım bir anda Olympus kendini bir Panasonic G3K ile değiştirdi. Çözünürlük vs neyse de Panasonic pek bir Olympus gibi hissettirmediğinden halan bir Olympus eksiğim var.

Saygılar.

Seçkin

Hoş geldiniz aramıza

Hoşgeldiniz Seçkin Bey, fotoğraf maceranızı ne güzel özetlemişsiniz. Filmli gövdelerden aynasızlara değin fotoğrafla ilgilenen birinin deneyimlerini, yorumlarını burada okumaktan mutluluk duyarız.

Tekrar hoşgeldiniz, keyifli forumlar

Hoşgeldiniz

Çok teşekkürler.

merhaba,
hoşgeldiniz

Hos geldiniz.

Hoşgeldiniz...

Ooo fotoğraf dolu yıllar...

Hoş geldiniz, deneyimlerinizden ve birikiminizden faydalanmayı çok isteriz.

Hoş geldiniz.

Aramızda, traş aleti ve araba bakımı gibi ülke nüfusunun en az yarısının hayatında önemli yer tutan iki konuda uzman birinin olması büyük şans. Artık takıldıkça soracak birini biliyoruz

Yazdıklarınızı okuyunca tekrar bir Olympus almanızda fayda var diye geçirdim içimden. Filmli "FF" makinelerin tadını almış birinin fotoğraf makinesinden ziyade tüketici elektroniği sunan Panasonic ve Sony'lerden çok zevk alacağını pek sanmam, ama Olympus öyle değil. Temiz bir EM-5 veya EM-10 eski hatıraları, üzerine ekleyerek size geri getirebilir. Üstelik IBISleri sağolsun eski objektiflere de tekrar merhaba diyebilirsiniz...

Slmlr

Sıcak karşılamalarınız için teşekkür ederim.

Olympus hep farklıydı gerçekten. Filmli zamanlarda mju serisi minicik bir makina üzerindeki 35mm 2.8 lens ile gece gündüz fotoğraflar çekerdim, 55mm 1.2 gibi bir lens ile OM-1 muhteşemdi. Şimdiki zoom lensli dijitallerin atası, "bridge" denen, lensi değişmeyen, power zoomlu SLR'lar sanırım bir tek Olympus'ta vardı. C-5060 Wide Zoom makinam hala duruyor ve o makinanın zamanına göre o özellikleri hala şaşırtıyor. Evet evet, benim Olympus'um gelmiş

Bir çok niş görünen hobide hep diğer hobilerden tanıdıklar çıkıyor. Bir gun ustura aldiginiz bir kisi ertesi gun kulaklik, fotograf makinasi ve bicak satisa koyuyor ve birisi beni mi takip ediyor diye sasirip kaliyorsunuz. Bakarsınız birkaç kişiyi de benim zehirleme imkanım doğar

SM-N950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Hoşgeldiniz... Benim hayatımda filmlinin kompaktlarından vardı tee çocukken ama hiç öyle fotoğraf çekeyim diye fotoğraf çekmezdik. Zaten 36 poz 6 ayda falan biterdi ! Bi banyo ettirirdik 12-13 poz yanık Dijital fotoğraf makinası icat olmasa asla uğraşmazdım herhalde fotoğrafla. Film al, çek, banyo ettir, karta bastır, kartta basılı fotoları arşivle vs. çok uzun işti.

O Olympus 55mm 1.2 hala muhteşem Olsa da yesek, tadından yenmez !.. Benim haberim yoktu daha 2 yıl evveline kadar garip bir olay şimdi anlatacağım. 80'lerde işte yurtdışına giden bir aile dostumuz ne ilginç ise bize foto makinası hediye getirmişti. Ufacık önünde objektif harici üstte 3 göz gibi bişey olan "Olympus TRIP AF" modeli !.. Biz onla birkaç yıl foto çektik ama işte ailenin foto zihniyeti önemli bir gün ise doğum günü vs. veya uzaklardan bir misafirimiz geldi ise falan topluca oturup 2-3 poz çekinelim şeklinde. 90'lara gelirkendi sanırım dandik acayip ucuz filmi foto makinaları vardı. Bir ara 2 tane vardı bizde. Film de mi ucuzdu ne ise biz 2 kardeş arada bu dandik makinamıza film alır çekerdik. Hatta böyle evin penceresinden evin önüne gelmiş "Haydi maça gelin lan" diyen komşu çocukları falan fotolamıştık da yıllar sonra bakınca gülüyordum o fotoğraflara çünki sanki helikopterden çekilmiş gibiler Uzak ve yüksekten Çevre de boş ya, bomboş tarlada 3-5 çocuk. Sanki kurtarılmayı beklerken yardım helikopteri ile biz gelmişiz sahnesi !.. Ne ise bu olaylardan 5-7 yıl kadar sonra askere gittim. Orada fotoğraf işi mühim ya. Biterken dedim bir Zenith alayım 58mm f2.0 lensli. Hiç kullanmadım onu. Hala duruyor... Bunu aldıktan 15 yıl sonra ilk dijital makinamı aldım !.. Bu Zenith hala duruyor. Kardeşim güzel sanatlara başladı, O ve arkadaşı benim Zenith'i birkaç gün kullandılar. Ben tee 2014'te mi ne 20 yıl sonra o Zenith'in lensini benim PL3'te adaptörle kullandım. Yepyeni lens Halen şu an benimle.

@ciddibiri

Aynen dediginiz gibi bir yerden bir yere gidildiğinde bir iki poz çekilirdi sadece. Bu 20 küsur yaşıma kadar da öyle gitti. Şimdi bakıyorum da, o zamanlar bir Ingiltere ve bir Amerika gezisinde aynı makarayı bitirememişim bile. Fotoğrafa başladıktan sonra evin önündeki parkta bir makara bitirdiğimi hatırlıyorum

Babamın Zenit'i de hala durur bende. Zamanında babamın bana kullandırışını hatırlıyorum. "Hiçbir yere dokunma, burası 125'te kalsın. Gunesliyse 16, bulutluysa 11 yap. Bunu çevir aydınlansın (diyafram manueldi), odakla sonra geri kapat, çek." Ne kıymetli makinaydi ama o. Dantellerin olduğu dolapta saklanırdı hep

Ah ah, 55mm 1.2 lensi zamanında satmamış olmayı isterdim ben de. Şimdi yanlış mı hatırlıyorum diye bir daha baktım eski fotolara. Ama yok 55mm 1.2'ymiş. Dijitalde denemeye imkan olmadi.

SM-N950F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi