Başlıkta belirttiğim konu ile ilgili yazımı hazırladım. Umarım işinize yarar.
https://ilkelifoto.wordpress.com/2017/06/05/neden-raw-cekmeliyim/___________________________________________________________
Neden Raw Çekmeliyim?RAW fotoğraf denilince eski filmli makinelerin negatif filmleri akla gelebilir. İçlerinde çok sayıda bilgi barındıran bu dosyayı anında görüntüleyip sosyal medyada paylaşamayız. Meraklanmayın bu raw dosylar ile uğraşımız o filmleri yıkatıp, basmak kadar meşakkatli değil.
Ben fotoğraf kalitesine çok önem vermiyorum. Her fotoğrafım 2mb civarında olsun, anıları kaydedeyim, bilgisayarımda çok yer kaplamasın diyorsanız bu konu size göre değil. Çünkü,
Ben Olympus gövdemde jpeg doyalarımı Large/superfine olarak kullanıyorum. Yani mümkün olan en az sıkıştırılmış jpeg.
Her bir jpeg fotoğraf ortalama 7mb – 10mb civarı yer kaplarken.
Raw dosyalarım 13mb – 15mb civarı yer kaplıyor.
Neden raw çekmeliyiz?8bit Jpeg formatlı fotoğrafta yaklaşık 256 gri seviye varken,
12 bit Raw’da bu rakam 4096,
14bit Raw’da 16384,
16bit Raw da 65.536′ dır.
Aşağıdaki görsel somutlaştırmada yardımcı olacaktır.
*Bu da bize daha fazla detay, daha yumuşak ton geçişleri ve daha zengin renk tonları ile geri döner. Yani Raw fotoğraflar daha esnektir. Yapılan müdahaleler çok sırıtmaz.
*Kesin bir rakamsal değer olmasa da fotoğrafları, çok bozulma olmadan 1 – 2 stop kadar aydınlatıp karartabiliriz.
*Artık White Balans (Beyaz Ayarı) bizim için önem teşkil etmez. Dışarı aktarırken istediğimiz beyaz ayarını atayabiliriz.
*HDR seviyorsanız çalışması kolaydır.
*Gren noise azaltma kolaydır.
*… Bu liste uzar gider. Ben hemen ileri seviyeye geçeyim.
Raw fotoğrafın dışarı aktarılması, işlenmesi.Adobe firması bu konuda çok çok iyi. Lightroom ve photoshop camera raw bu iş için biçilmiş kaftan ancak ücretleri yüksek.
Ancak raw açan ve işleyen ücretli ücretsiz sayısız program mevcut. Bunlardan bazıları Photoscape, gimp, picasa…
Ayrıca fotoğraf makinenizi aldığınızda kutudan raw fotoğrafları işleyebileceğiniz ücretsiz programlar da çıkar. Ya da sitelerinden indirirsiniz. Her biri işlevseldir. Bu programlar ilk başvuru kaynağınız olabilir.
Ben olympus kullanıcısı olduğum için makinenin çıktılarından memnunsam sıklıkla olympus viewer 3 kullanırım. Olympus viewer 3, aslında bu yazıyı yazmamın da bir sebebini oluşturuyor. Açıklamaya çalışayım.
Olympus Viewer 3 Kullanımı.Öncelikle programı açar, içeri aktar diyerek makineden ya da bilgisayardan fotoğrafları bu programa aktarırız.
Direk dışarı aktarma.İstersem fotoğrafta hiç oynama yapmadan sağ tıklar, dışarı aktar diyerek jpeg çıktısını alıp anında sosyal medyada paylaşabilirim. Üstelik program, makineden yaptığınız ton, kontrast, keskinlik, beyaz ayarını hatırlayarak dışarı aktarır. Raw dosya ham haliyle beklemeye devam eder ve değiştirmek imkansızdır.
Düzenleyerek dışarı aktarma.Program üzerinde görülen ton, kontrast, parlaklık, pozlama, kırpma, keskinlik, doygunluk konuları hakkında bilgi sahibi olup, bu değerleri değiştirerek gözünüze hitap eden resmin jpeg çıktısını alabilirsiniz.
Ben kısa bir demo göstermek istiyorum. Tüm işlemleri tek resimle anlatabileceğim için resmi lightroom ile açtım. Aşağıda RAW çıktısı fotoğraf üzerinde, sadece 4 adımda neler değişiyor görmeniz amaçlı bir deneme yaptım.
Dosyayı Lightroom ile açıyoruz. Sarı işaretli bölüm beyaz ayarını yaptığınız yer, hiç dokunmadım. Kırmızı alanlar yukarıdan aşağıya…
1 %50 kontrast artışı,
2 gökyüzünde patlayan açık alanlar tamamen kısılması,
3 gölgelerin tamamen açılması,
4 %50 canlılık arttırılması.
10 saniye bile sürmeyen işlem sonucu aşağıda.
Sanat filtreleri ile dışarı aktarma.Siz jpeg çekiyorsunuz ve Art modlarını (sanat filtreleri) kullanmayı seviyorsunuz. Fotoğrafı çektiniz, çekimden sonra elinizde bir tane makinece işlenmiş jpeg oluşur. Jpeg yerine RAW çekseydiniz dosyayı Olympus viewer 3 ile açtığınızda aynı fotoğrafı tüm ART modları ile ayrı ayrı izleme, kaydetme şansına sahip olurdunuz. Üstelik bu işlem için ileri düzey teknik bilmenize gerek yok. Her şey Türkçe. 4 hamlede işlem tamam. Buyurun örnekler.
***
Raw çekmenin benim için tek dezavantajı vardı. Windows bilgisayarıma aktardığım dosyaları küçük olarak ön izleme yapamıyor, fotoğraflar arasında hızlıca gezemiyordum. Bu sıkıntımı “
Fast Picture Viewer Professional” yükleyerek aştım. Programın kodekleri bilgisayara eklemesi ile artık fotoğrafları hem program, hem de windows’ un kendi görüntüleyicileri ile görebiliyorum.
Sevgilerle. Takipte kalın.
https://ilkelifoto.wordpress.com/